10 Nisan 2012 Salı

Başlangıç

           Sanırım artık ne yapmam gerektiğini buldum. Yapmam gereken şey tam da buydu. İş ne kadar basit ve faydasız gibi görünse de bu satırlara yer verecek her kültürel öğe bu ailenin genlerinde yer alan "storytelling" (hikaye anlatma) olayı en nihayet bir noktada başlıyor. Ben bugünden itibaren bu ailede yaşanan en ilginç şeyleri bazen sesli, bazense sessiz yazı diliyle bir noktada elimden gelen kadar kayıta geçireceğim.
          Bu duyguyu bana hissettiren en doğal an annemin pırasa pidesi oldu. Geleneksel macır pidesi diye adlandırılan bu yöresel börek el açması olup bu oldukça yaygın ve herkes tarafından sevilir. Bunun kuru yufka ile yapılanı ve de el açması ile yapılanı var. Bu pidenin en önemli özelliği fırında pişmemesi olup evde yanan sobanın üstünde pişmesidir. Soba geleneği devam etmeyen evlerde "mesela annemin evi" pide 4'lü ocağın üstünde pişer ve tepsiyle tersi piştikten sonra çevrilir. Ailede el açması popüler... Hatta börek ustası anneanneme göre hazır yufkadan börek, börek değildir. Bu sözleri yazarken anımsadığım an hacca gittiğinde annemler; anneannemin bize sabahın köründe börek açması. Oldukça zayıf iki toruna sahip olan anneannem, kızının yokluğunun verdiği atan merhamet duygusuyla tüm gücüyle çalışıp bize 3-5 kilo kazandırma derdindeydi.
Konuyu fazla dağıtmayayım. Pırasa pidesi dedik. Yanıbaşımızda oturan babaanneme göre pırasa pidesi ince olmalıdır. Kalın olması pidenin gelenekselliğini öldüren bir unsurdur. Babaannem kendi gibi olan şeyleri sever her zaman. Kendi beğendiği lezzetler onun için çok değerlidir. Kışları pişen pırasa pidesinde mısır unu ayrı bir seremonidir. Katı ya  da sulu olması, itinayla piştiğinde yemede, yanında yat. Yanına ne içilir derseniz, bizim ailede yapılan sulu ayran makbuldur. Anneannem ve dedem yoğurdu bile yerken sulandırdıklarından onu çokça tüketmemeyi arsızlık olarak algılarlar. Bizim evde ayranlar da yoğurtlar da suludur. Hatta yoğurdun biraz ekşimiş olanı makbüldür. Nerden geldik buraya? Babam dedi ki bugün sofrada "kari zamanlar" da şöyle durduk bir nedir bu diye? Bu "once upon a time" diyebileceğimiz türden, kalübelayı andıran bir sözcük olsa gerek! Çok hoşuma gitti. .......